Ayasofya’nın anlamı kutsal bilgeliktir. Sembolleri, gizli geçitleri, birçok inanca konu olmuş rivayetleri ve ilginç melek tasfirleriyle başlı başına tarihi müzelerimizden sadece bir tanesi. İhtişamı karşısında insanları etkisi altında bırakan Ayasofya Müzesi 537 yılından günümüze kadar yerli yabancı misafirlerini ağırlamaya devam ediyor.
Müzenin inşaatında tam 5 yıl boyunca binlerce işçi ter dökmüştür. 537 yılında ibadete açılan Ayasofya Müzesi o yılların en büyük tapınağıydı. Yıllar boyunca müzenin altında gizli bir tünel ağı olduğu iddia edildi. 1998 yılına bu tünellere girilerek çekimleri yapıldı, medyada görüntüler yayınlandı.
Müzenin dekorasyonunda kullanılan her bir taşın tarihe ait bir anlamı vardır. Binanın yapımına Efes’teki Artemis tapınağından Mısır’daki Güneş tapınağından Lübnan’daki Baalbek tapınağından ve daha birçok tapınaktan getirilen sütunlar kullanılmıştır.O yıllardaki taşıma imkanları düşünüldüğünde sütunların nasıl getirildiği merak konusu olmuştur.
Müzenin ilk minaresi Fatih Sultan Mehmet zamanında yapılmış ve devam etmiştir. Diğer minareler sırasıyla baş mimar Sinan tarafından müzeye eklenmiştir. Baş mimar koca Sinan ağanın Ayasofya için yaptığı en önemli ekleme ise etrafına yaptığı dev payandalardır. Bu payandalar müzeyi yıkılma tehlikesine karşı korumaktadır.
Dünyanın en uzun süreli ibadetlere kapısını açmış mekanı 1500 yıldır tüm insanlık tarihi tarafından ziyaret edilmektedir.